Daw-Bay - Haberler
 
Bölümler
Ana Sayfa
Daw-Bay Forum
Daw-Bay Videolar
Counter-Strike 1.6 server [Daw-Bay]
Bize Ulaşın!
Sitemize Ortak Ol!
Anketlerimiz...
Daw-Bay 0n-Line Chat
İstek Gören OyunLar
Canlı Tv İzle
Oyunlar için CD keyler
Age of Empires III (FULL) indir
Counter Strike 1.6 (FULL) indir
Medal of Honor Allied Assault (FULL) indir
Mario Forever (FULL) İndir
Mafia 2 (FULL) indir
Galeri
Haberler
On-Line Harita ve Uydu
En İyi 100 Oyun!!!
Müzik Vidioları
Daw-Bay RADYO
Oyun Oyna
Yerli Kanallar (KKTC)
Daw-Bay TV
Empire total war lan fix
Facebook in Daw-Bay
Daw-Bay Radio-2
Herkes Dilediği yorumu yazmakta özgürdür....
Saglık:YAZ MEYVESİ KARPUZ PROSTATI GERİLETİR
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 01:51 (UTC)
 Karpuz, doğanın en güçlü antioksidanlarından biri olduğunu biliyor musunuz? C ve A vitaminleri açısından zengin olan karpuz bizi hastalıklardan da koruyor. İşte diğer faydaları…
Yaz mevsimi ve karpuz birbirinden ayrı düşünülemez. Karpuz dünyanın hemen her köşesinde yetişebilir. Sulu bir meyve olan karpuz ise yaz sıcaklarında biri serinletmekten çok daha fazlasına yarar. İşte o faydaları…

1.C ve A vitaminleri açısından oldukça zengindir. Özellikle beta-karoten deposu olarak bilinir.

2.Likopen olarak bilinen bir antioksidan karpuzda bol miktarda bulunur. Bu antioksidanlar vücutta dolaşırken zararlı maddeleri etkisiz hale getirir. Bu zararlı maddeler kolesterolün kan damarlarına yapışmasına neden olur kalp krizine yol açabilir. Karpuzdaki antioksidanlar bu maddelere karşı savaşır. Likopen karpuzda da bulunan ve meyveye kırmızı rengi veren bir antioksidandır. Likopen prostat kanseri riskini de azaltır.
 

PROF. DR. ERHAN ARIKLI: NOEL BABA DA, HAÇ DA TÜRK KÜLTÜRÜNÜN BATIYA ARMAĞANIDIR
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 01:50 (UTC)
 Kırgızistan Devlet Arabayev Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Erhan Arıklı yaklaşan Noel Bayramı ile ilgili çok ilginç ve tartışma yaratacak tezler ileri sürdü. Kırgızistan'da yayın yapan Almas Radyoda bir söyleşi yapan Arıklı ile yapılan konuşmanın tam metni şöyle:

Kırgızistan Devlet Arabayev Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Erhan Arıklı yaklaşan Noel Bayramı ile ilgili çok ilginç ve tartışma yaratacak tezler ileri sürdü. Kırgızistan’da yayın yapan Almas Radyoda bir söyleşi yapan Arıklı ile yapılan konuşmanın tam metni şöyle;

*Sayın Arıklı Noel yaklaşıyor. Sizin Noel Baba ile ilgili farklı düşünceleriniz var. Siz Noel Baba’nın Türk Kültüründen Batı Kültürüne geçip Hıristiyanlaştığını iddia ediyorsunuz. Çok şaşırtıcı olan bu iddiayı neye dayanarak ileri sürüyorsunuz?

Bu iddianın sahibi yalnızca ben değilim. Başta ünlü Kazak araştırmacı Murat Aci başta olmak üzere birçok araştırmacı da bunu iddia ediyor. Ünlü Rus arkeoloğ ve araştırmacılarından özellikle Okladinikov, S.İ Rudenko ve Kazak alim A. Margulan’ın araştırmaları incelediğimizde Türk Kültürünün kökenlerini ve bu Kültürün batıya etkisini görebiliyoruz. Bu araştırmalardan yola çıktığımızda, yalnızca “Noel Baba “ inancının değil, bu gün Hıristiyanlara ait kabul edilen pek çok dini ritüel ve inancın Türkler tarafından batıya armağan edildiğini görüyoruz.. Mesela bakınız eski çağlardan itibaren çam ağacı Türklerde kutsal ağaç sayılmıştır. Bu durum, Sibirya’da yaşayan diğer halklar için de aynı olmuştur. Bu ağaç evin içine sokulmuş, ağacın etrafında Şamanlar ayin yapmış ve kötü ruhları evlerden kovmuştur. Bu ritüel, Sibirya’da Şamanist diye adlandırılan gayri müslim Türk Halklarında hala yaygın olan bir ritüeldir. Hıristiyanlıkta çam ağacı, geyik, Noel Baba ve Hediyeler önemli yer tutar. Bu kavram ve sembollerin tamamı eski Türk Kültüründen alınmadır.

Anlatmama müsaade buyurun: Bakınız, eski Türk Kültüründe “ÜLGEN” diye uhrevi varlık kavramı vardır. Ülgen, Tanrısal bir varlıktır. İyiliğin sembolüdür. Onun karşısında ki şeytani varlık ise “ERLİK” tir..Eski Türk efsanelerine göre, pahalı kaftan giymiş ihtiyar Ulgen, evin çatısına kadar yükselen muazzam çam ağacının bittiği bölgede bulunmaktadır.

E ski Türk efsaneleri Ulgen’le ilgili bir çok şeyleri koruyarak günümüze kadar ulaştırmıştır. O,tüm mevsimlerde bembeyaz uzun sakalı ve kaftanı ile dolaşır. İyi ruhların başı olan Ulgen altın köşkte oturarak güneşi ve ayı yönetir.25 Aralıkta, gece ile gündüz arasında uzun ve çekişmeli mücadeleden sonra gündüzün galip gelip güneşin eskisinden daha fazla yeryüzünü aydınlattığı gün olan 25 Aralık’ta eski Türkler, Ulgen’e dualar ederlerdi.

Türkler Gök Tanrı inancını kabul ettikten sonra dahi, 25 Aralık’ı yılın en büyük bayramı-Tanrı’nın doğuş günü olarak kutlamışlardı. Avrupa’ya giden Hunlar da 25 Aralık tarihini bayram olarak kutluyordu. Türklerin bu milli bayramı ,daha sonra Batı Kültürüne geçti ve daha sonra da Hıristiyanlaştı.

Netice itibari ile 25 Aralık’ta Türkler, Ülgen’i beklerlerdi. Geyiğe binmiş Ülgen evin bacasından içeri girecek ve çam ağacına hediyeler koyacaktı. İşte Avrupa’nın Noel Baba dediği kişi aslında Ülgen Ata’nın değişik bir versiyonudur..

Şimdi bakın Hıristiyanlar, 25 Aralık’ta Noeli kutuluyorlar. Oysa 25 Aralık tarihinin Hıristiyanlıkta hiçbir kutsallığı yoktur. Hz. İsa’nın doğum tarihinin 6 Ocak olduğu iddia edilmektedir. Peki, 25 Aralık nereden çıktı?

Şimdi Noel Baba olarak resmedilen kişiyi bir gözünüzde canlandırın. Uzun kaftanı, ayağında çizmesi ve başında börkü olan Noel Baba’nın üzerindeki hangi giysinin Avrupa ile ilgisi vardır. Kaftan, Börk ve Çizmenin Batı kültüründe ne işi var. O dönemlerde Avrupa erkekleri etekli elbise giyiyordu. Ayaklarında ise sandalet vardı. Pantolon da Türk Kültürünün Batıya armağanıdır. Atı ehlileştiren Türkler, ona binecek en uygun kıyafet olarak pantolonu icat ettiler. Milattan yüzlerce yıl önce ecdadımızın çizdiği bütün kaya resimlerinde Türkler, pantolonlu olarak resmedilmiştir.

*Peki size göre Türk Kültürünün Hıristiyanlığa etkisi sadece Noel Baba ile mi sınırlı?

Ne münasebet.? Biz kendi Kültürümüzü bilmiyoruz. Elimizdeki bilgilerin çoğu da yabancıların bize ikramı. Türk Kültürünün yaşandığı yerler olan bölgeler, eskiden SSCB içerisinde idi. Bu dönemde yapılan araştırtmalarda “Türk” adını kullanmak sakıncalı idi. Onun için Okaldinikov ve Rudenko gibi büyük araştırmacılar sansür korku ve baskısından dolayı çalışmalarında Türk Kültürü yerine “Altay Kültürü vs.” gibi tabirler kullandılar hep.

Bakınız 4.yy a kadar Hıristiyanlığa ait dini ritüel ve hatta inanç diyebileceğimiz ciddi bir olgu yok. Açın İncilin tek bir satırında dahi Haç -İstavroz çıkarmak ritüeli yoktur. Ayin yapılan yer veya Kilise kavramı da yoktur Hıristiyanlığın kutsal kitabında. Hatta daha ileri giderek söyleyeyim 5.yy ın sonlarına kadar bir Hıristiyan akaidinden, inanç esasından dahi bahsetmek mümkün değildir. Şimdi size bir komediyi anlatayım. 325 yılında Ekümenik Konsey toplantısında da İmparator Konstantin, İsa Mesihi Tanrı ile eşit tutmayı emretti. 451 yılında ise Halkidos Konseyi ikii inancı ret ederek ona birde kutsal ruhu ekledi ve böylece “Teslis” inancı oluştu. Oysa 268 yılında Antiohiy Konseyi bu tip tartışmaların dinden sapma olduğunu söyleyerek ret etmişti.

İşte Hıristiyanlığın siyasetinde etkisi ile bir din haline geldiği o dönem, Atilla ile birlikte Türklerin Avrupa’yı kasıp kavurduğu dönemdir.. Avrupalılar kendilerini istila eden bu güçlü Türk Kültüründen öylesine etkilenmiş ve onları öylesine taklit etmişlerdir ki bilahare onlardan aldıkları bu şeyler, hayatlarının ve dinlerinin vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir. Öyleki bu inanaç ve sembolleri nereden aldıklarını sorgulamamışlardır bile. Mesela bu gün HAÇ, Hıristiyanlığın en temel sembolüdür. Oysa Haç, Hıristiyanlıktan yüzlerce ve hatta binlerce yıl önce Türk coğrafyasında, Altaylar’da Sibirya’da bir sembol olarak kullanılıyordu. Bu gün dahi milattan yüzlerce yıl öncesine ait pek çok mezar ve kurganın üzerinde “Haç” sembolü bulunuyor. Atilla, Avrupa’ya gelirken onun bayraklarından birisi de Haçlı bir bayrak idi. “Eş Kenarlı Haç” Türklerin KEREY boyunun sembolüydü. Atilla da bu boydandı. Ünlü Rus araştırmacı Okladinikov’a göre Haç işaretli bayraklar Türklerde Milattan biraz önce kullanılmaya başlamıştır.

Lena nehri kıyılarındaki Şiskino köyündeki kaya resimlerinde, ellerinde bayraklar tutan, üzengiler kuşanmış atlı askerler tasvir edilmiştir. Bu tasvirlerde süvari giysilerinin ufak detayları bile çizilmiş durumda. Bu süvarilerin ellerindeki sopalarda bayrak tuttukları görülüyor. Bu Kaya resimlerinden anlıyoruz ki Türklerde Bayrak sembolü nerdeyse 3000 yıl öncelerine dayanıyor. Avrupa da bayrak sembolünün başlaması ve yaygınlaşması Türklerin Avrupa’da görülmesinden sonra olmuştur.

*Çok enteresan şeyler söylüyorsunuz? Peki, Hıristiyanlıkta bize ait başka neler görüyorsunuz?

Bakın, benim yeni çalışmam” Hıristiyanlık İnancı Üzerine Türk Kültürünün etkisi”. Mesela Kilise kelimesini ve kavramını ele alın. Türkler Avrupa’ya gidinceye kadar Avrupa’da mabet hele hele kilise kavramı yoktu. Eski Türkler, dağlara kutsiyet atfederdi. Özellikle 4 dağın zirvesi çok kutsaldı Türkler için. Bunlar; Tibet civarındaki Kaylasa, Kırgızistan civarındaki Han -Tengri, Altay bölgesindeki Üc Sümer, ve Borus zirveleri. Türkler periyodik zamanlarda bu zirvelere çıkar ve ayin yaparlardı.Bu zirvelerde avlanmak bile yasaktı.

Bozkır'da yaşamaya başlayan Türkler, dağlara olan saygılarını eksik etmemişlerdir. Öyle ki düz arazilerde kutsal dağların benzerlerini yapmışlardı. Höyükler (kurgan) oluşturmuş ve bunların etrafına toplanarak ibadetlerini gerçekleştirmişlerdi. Türkler etrafında ibadet yaptıkları bu höyüklere o dağların adını da veriyorlardı. Bana göre “Kaylese Höyükleri” Hıristiyanlıkta Kilislerin oluşumuna öncülük etti.

Bizim bu tezlerimize itiraz edenler, Türklerle karşılaşıncaya kadar niçin Avrupa’da ve Hıristiyan dünyasında Noel Baba, Çam Ağacı, Haç, Kilise, vs. gibi kelime ve kavramların kullanılmadığını ve niçin Türklerle karşılaşıldıktan sonra kullanılmaya başlandığını da açıklamak zorundadırlar.

*Peki, Sayın Arıklı buradan nereye varmaya çalışıyorsunuz?

Ben Noel Baba veya Haç gibi kavramlar eski Türk Kültüründen Batıya geçmiş derken, bu kavramların artık Hristiyan kültürünün bir parçası olduğunu inkâr etmiyorum. Sadece kaynağına işaret ediyorum. Bizden alınan bu kavramlar artık bize yabancıdır. Bizi düşman ya da en hafif tabiri ile rakip gören başka bir dinin kültür öğesidir. Ben, sadece gerçeklerin ortaya çıkmasına katkı koymaya çalışıyorum .İnsanımız kompleks içerisinde. Bizler Tarihimize inmeli ve geçmişimizle yüzleşmeliyiz. Tarihimiz ve Kültürel derinliklerimiz, başka Milletleri ürkütecek boyutta. SSCB yıllarca Türk Kültürünün araştırılmasına engel oldu. Şu anda Çin aynı şeyi yapıyor. Çin’de ki Türk Piramitleri üzerinde araştırma yapılmasına müsaade edilmiyor. Oysa geçmişimiz bu coğrafyada gizli. Milyonlarca tarihi belge gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Türk tarihi tam aydınlatıldığında sanırım dünya tarihini yeninden yazmak gerekecek.
 

YUNANSİTAN'DAKİ MAFYA KARA PARAYI HER HAFTA RUM TARAFINDA AKLIYOR
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 01:49 (UTC)
 Haftalık 1 milyon avroyu bulan paraların, belli insanlar tarafından nakit olarak valizler içerisinde Kıbrıs Rum kesimine getirildiğinin ve Ticaret Bankası'ndaki bir hesaba yatırıldığının ortaya çıktığını yazdı....



Yunanistan'da oynanan şikeli futbol maçlarına yatırılan bahislerle kazanılan ve milyonlarca avroyu bulan paraların, Kıbrıs Rum kesiminde aklandığı bildirildi





Yunanistan'da oynanan şikeli futbol maçlarına yatırılan bahislerle kazanılan ve milyonlarca avroyu bulan paraların, Kıbrıs Rum kesiminde aklandığı bildirildi.

Kıbrıs Rum kesiminde haftalık yayımlanan Kathimerini gazetesi, şikeli futbol maçları sayesinde haftalık 1 milyon avroyu bulan paraların, belli insanlar tarafından nakit olarak valizler içerisinde Kıbrıs Rum kesimine getirildiğinin ve Ticaret Bankası'ndaki bir hesaba yatırıldığının ortaya çıktığını yazdı.

Malezya da dahil olmak üzere 6 ülkeden yaklaşık 800 kişinin kara para aklama olayına müdahil olduğunu belirten gazete, yasa dışı bahislerden kazanılan miktarın "baş döndürücü" seviyelere ulaştığını ve Yunan makamlarının, olayın aydınlatılması için Rum makamlarından yardım talebinde bulunduğunu duyurdu.

Haberde, internet üzerinden oynanan yasa dışı bahis oyununun, mafyanın yönetiminde olduğu da belirtildi.
 

POLNER: ÜZGÜNÜZ TÜRKİYE İLE MÜZAKERE BAŞLIĞI AÇILMAYACAK
G@@D-L!FE tarih 30.06.2011, 01:43 (UTC)
 AB Dönem Başkanı Macaristan'ın sözcüsü Gergely Polner, son saniyede çok büyük bir değişiklik olmazsa kendi dönem başkanlıkları döneminde Türkiye ile müzakere başlığının açılmayacağını söyledi....

AB Dönem Başkanı Macaristan’ın sözcüsü Gergely Polner, son saniyede çok büyük bir değişiklik olmazsa kendi dönem başkanlıkları döneminde Türkiye ile müzakere başlığının açılmayacağını söyledi.

Hırvatistan ile birbiri ardına müzakere başlıkları kapatılıyor. Brüksel’de Hırvatların tam olarak AB kriterlerini karşılayamadığı konuşuluyor şeklindeki sorusunu yanıtlayan sözcü bunu bize değil Avrupa Komisyonu’na sorun.Ancak ortadaTürkiye adına üzücü bir durum var. Bir yıldır müzakere başlığı açılamıyor.Ortada iyi bir durum yok. Türkleri burada anlayışla karşılıyorum.’’ dedi. AB kriterleri konusunda Türkiye’nin önüne konulan çıtadan Hırvatistan başta olmak üzere diğer aday ülkelerin atlayabileceğine gerçekten inanıyormusunuz. Hırvatistan’ın üyeliğide önceki genişleme sürecinlerinde olduğu gibi bir siyasi karar mı yönündeki bir başka sorusuna ise bu konuda yorum yapamayacağına dikkati çekerek müzakere başlıklarının açılamamasını ilk önce Avrupa Komisyonu’na sormak gerekiyor görüşünü dile getirdi.

Türkiye ile müzakere başlıklarının altı aylık dönem başkanlıkları sırasında açılamamasının Türkiye’deki seçimlere de bağlayan sözcü çalıştık ama olmadı.’’ diye konuştu.

Türkiye açısından mevcut durumun zor olduğunu bunun da anlayışla karşılanabileceğinin altını çizen sözcü 1 Temmuz’da dönem başkanlıkları bitene kadar ise Hırvatistan ile tüm başlkılarını kapatılacağını söyledi. Sözcü 27 Haziran’da Brüksel’de Hırvatistan ve İzlanda ile Hükümetlerarası Konferans’ın toplanacağına işaret ederek 27 Haziran’da Hırvatistan ile müzakereleri sonuçlandırmak istiyoruz şeklinde konuştu.
 

ANKARA'DA DOLU VE SEL FELAKETİ ALT GEÇİTLER TAMAMEN SU DOLDU
G@@D-L!FE tarih 30.06.2011, 01:42 (UTC)
 Ankara il genelinde görülen kuvvetli yağışların, Çankaya ve Gölbaşı ilçelerinde etkisini daha da arttırması bekleniyor. Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlara "Trafiğe çıkmayın, yağış artacak" uyarısında bulundu....

Başkentte alt geçitler tamamen su doldu, itfaiye ve dalgıçlar arama kurtarma çalışmalarına başladı.

Ankara il genelinde görülen kuvvetli yağışların, Çankaya ve Gölbaşı ilçelerinde etkisini daha da arttırması bekleniyor. Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlara "Trafiğe çıkmayın, yağış artacak" uyarısında bulundu. Başkentte alt geçitler tamamen su doldu, Yetmiş Gün Altgeçidi'nde itfaiye ve dalgıçlar arama kurtarma çalışmalarına başladı.

Hürriyet gazetesinin haberine göre, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan “meteorolojik uyarı”da, Ankara radarından alınan verilere göre, il genelinde görülen kuvvetli yağışların, Çankaya ve Gölbaşı ilçelerinde etkisini saat 19'a kadar artırmasının beklendiği belirtildi.

ANKARA KUVVETLİ YAĞMUR VE DOLU’YA TESLİM OLDU

Ankara’da bugün aniden bastıran sağanak yağmur ve dolu, ulaşımı felç ederken; köprü altlarında bir çok sayıda araç mahsur kaldı. Büyükşehir Belediyesi, Çankaya ve Gölbaşı ilçelerinde etkisini daha da arttırması beklenen yağışlarla ilgili uyarıda bulunurken, zorunlu olmadıkça vatandaşların araçlarıyla trafiğe çıkmamasını istedi. Vatandaşların sel, su baskını, yıldırım, dolu ve trafikte aksama gibi oluşması muhtemel risklere karşı çok dikkatli ve tedbirli olması istendi.

Öğle saatlerinde başlayan ve saatte metrekareye 50 kilogram yağışın düştüğü Ankara’da yağmur ve dolu yağışı şiddetini artırarak devam etti. Yağış nedeniyle, kentteki pek çok alt geçit ve yol sular altında kaldı. Özellikle Çetin Emeç Bulvarı üzerindeki 70 Gün Altgeçiti’ni su basması nedeniyle birisi tüp dolu kamyonet 3 araç mahsur kaldı. Araçtaki vatandaşların kendi imkanlarıyla araçlarından çıktıkları öğrenildi.

Dolu yağışınında etkili olduğu başkentte yağış devam ediyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada ise, il genelinde görülen kuvvetli yağışların, Çankaya ve Gölbaşı ilçelerinde etkisini saat 19.00’a kadar artırmasının beklendiği belirtildi. İlgililerin ve vatandaşların sel, su baskını, yıldırım, dolu ve trafikte aksama gibi oluşması muhtemel risklere karşı çok dikkatli ve tedbirli olması istendi.

Konya-Ankara karayolunun Kepekli ve Oran mevkiinde etkili olan ve 10 santime ulaşan dolu yağışı nedeniyle saatlerce ulaşıma kapanan karayolunda çok sayıda araç yolda mahsur kaldı. Kilometrelerce araç kuyruğu oluştu. Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, dolu yağışının bütün ızgaraları kapattığına işaret ederek bu nedenle yollarda su birikintilerinin oluştuğunu belirtti. Yağış nedeniyle özellikle Çetin Emeç Bulvarı, Konya-Ankara karayolu, Çankaya bölgelerinde sıkıntı yaşandığını ifade eden yetkililer, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve ASKİ ekiplerinin çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, İtfaiye Daire Başkanılığı’na bağlı ekiplerle balık adamları, bir üst geçitin altında mahsur kalan tüp kamyonunu kurtarmaya çalıştı. Bu sırada suyun tahliyesine çalışılırken, altgeçitte 4-5 kadar aracın mahsur kaldığı belirtildi.

İlgililerin ve vatandaşların sel, su baskını, yıldırım, dolu ve trafikte aksama gibi oluşması muhtemel risklere karşı çok dikkatli ve tedbirli olması istendi.

Yağışın bir süre daha etkisini sürdürmesi bekleniyor.

İZMİR VE MANİSA İÇİN KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI

İzmir Meteoroloji Radarı’ndan alınan son verilere göre; İzmir’in Tire, Ödemiş, Kiraz ve Beydağ ilçeleri ile Aydın il merkezi, İncirliova, Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerinde kuvvetli rüzgarla birlikte etkili sağanak ve gökgürültülü sağanak yağış, Manisa’nın Demirci, Gördes, Köprübaşı ve Selendi ilçelerinde kuvvetli rüzgarla birlikte etkili sağanak ve gökgürültülü sağanak yağış ile lokal dolu yağışı bekleniyor. Vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.

ILGIN'DA SEL NEDENİYLE İKİ EV YIKILDI

Konya'nın Ilgın ilçesine bağlı Yukarıçiğil beldesinde sağanak yağış sonrası Çiğil Deresi taştı. Evler ve ekili alanlar sular altında kalırken, bir evin göçme anı saniye saniye kaydedildi.

Ilgın ilçesine bağlı Yukarıçiğil beldesinde sağanak yağış etkili oldu. Öğle saatlerinde başlayan ve uzun süre devam eden yağmur, sele dönüştü.

Şiddetli yağmur nedeniyle Çiğil Deresi taşınca evler, ekili alanlar ve besi çardakları sular altında kaldı.

Çok sayıda ev kullanılamaz hale gelirken, beldedeki iki ev yıkıldı.



Evlerden birinin yıkılma anı saniye saniye kaydedildi. Mehmet Konakçı'ya ait evin birkaç saat önce boşaltıldığı öğrenildi.



Yukarıçiğil Belediye Başkanı Naci Çiğil, 7 bin dekarlık bir alanda sel felaketi yaşandığını söyledi. Can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu belirten Çiğil, beldedeki alt yapının büyük zarar gördüğünü söyledi.
 

YAKIN DOĞU KOLEJİNDE 128 BAŞARILI GENCE DİPLOMALARI TÖRENLE VERİLDİ
G@@D-L!FE tarih 30.06.2011, 01:41 (UTC)
 Kolej Müdürü Işılay Arkan, 2004 yılında heyecanla kayıt yaptıran öğrencilerimizin şu anda mezuniyet heyecanı yaşıyor olmasından duyduğu mutluluğu ifade ederken her yıl olduğu gibi bu yıl da Yakın Doğu Koleji'nin ÖSS ve GCE başarılardan söz etti...

Yakın Doğu Koleji 28 Haziran Salı günü 128 öğrencisini mezun ederek diplomalarını verdi.



Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, YDÜ Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende açış konuşmasını yapan Kolej Müdürü Işılay Arkan, 2004 yılında heyecanla kayıt yaptıran öğrencilerimizin şu anda mezuniyet heyecanı yaşıyor olmasından duyduğu mutluluğu ifade ederken her yıl olduğu gibi bu yıl da Yakın Doğu Koleji’nin ÖSS ve GCE başarılardan söz etti. Daha sonra mezunlara hitap eden Arkan, yeni başladıkları hayatta sabırlı ve disiplinli olmalarını, karşılarına çıkacak sorunlar karşısında yılmamaları gerektiğini ve her zaman ülkelerine sahip çıkan; ferdi kazançların değil de toplum menfaati peşinde koşan insanlar olmaları gerektiğini vurguladı.



Daha sonra diploma birincisi Burak Özbahadır, tüm mezun öğrenciler adına gereçekleştirdiği konuşmasında öncelikle böyle güzide bir okulda okuduğu için mutluluğunu dile getirerek ülkemize kazandırdığı eğitim kurumları için YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’e olan şükranlarını sundu. Özbahadır konuşmasında her zaman yanında olan ailesini ve öğretmenlerini de minnetle andı. Sözlerini her zaman idealleri peşinde koşan insanlar olmanın önemini belirterek bitiren Özbahadır, tüm mezun arkadaşlarına bundan sonraki hayatlarında başarılar diledi.



Konuşmaların ardından 128 öğrenciye diplomaları verildi.
 

<- Geri  1  2  3  4  5  6  7  8 Devam -> 
 
Bugün 18070 ziyaretçi (35579 klik) daha bizlerle birlikteydi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol