|
|
|
|
Herkes Dilediği yorumu yazmakta özgürdür....
Magazin:TNT 800 BİN TL'YE TNT TV'YE TRANSFER OLDU
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 21:49 (UTC) | | Dizi yönetimi ekranların fenomen dizisi Kurtlar Vadisi Pusu dizisi için transfer bedeli olarak 800 Bin TL. alarak neredeyse bir rekora imza attı...
ATV'nin beğenilen dizilerinden Kurtlar Vadisi Pusu, TNT ile kaç liraya anlaştı?
Bu sezon Kanal D ekranlarında yayınlanan ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisiyle eş zamanlı olarak yayınlanan Kurtlar Vadisi Pusu, zirve yüzü göremedi.
İddialara göre, Kurtlar Vadisi Pusu’nun ekranlara veda edeceği kulislerde konuşulurken Vadi ekibi bombayı patlattı ve uçuk bir rakamla TNT kanalı ile anlaştı.
Kurtlar Vadisi Pusu yeni kanalına geçmek için TNT’den tam 800 Bin TL. aldı.
Dizi yönetimi ekranların fenomen dizisi Kurtlar Vadisi Pusu dizisi için transfer bedeli olarak 800 Bin TL. alarak neredeyse bir rekora imza attı
| | |
|
KKTC Haber:KKTC TURİZM ÇALIŞMALARI MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 21:42 (UTC) | | Charter seferler ile KKTC'ye kazandırılan 13 yeni destinasyonun etkisiyle ülkeye gelen yabancı turist sayısında yüzde 30 artış yaşandı. 3 yıldız ve yukarısındaki otellerdeki doluluk oranın önümüzdeki ay yüzde 90'la ulaşması bekleniyor....
Charter seferler ile KKTC’ye kazandırılan 13 yeni destinasyonun etkisiyle ülkeye gelen yabancı turist sayısında yüzde 30 artış yaşandı. 3 yıldız ve yukarısındaki otellerdeki doluluk oranın önümüzdeki ay yüzde 90’la ulaşması bekleniyor.
Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, Sabah Haber’in konuğu olarak Turizm ve Çevre ile ilgili soruları yanıtladı.
Artan turist sayısının turizminin ve esnafın yüzünü güldürmeye başladığını ifade eden Üstel, Türkiye ve İngiltere dışında 13 yeni destinasyonun charter seferlerle KKTC’ye kazandırıldığını anımsattı.
Yeni destinasyonların etkisiyle yabancı turist sayısının yüzde 30 arttığını belirten Üstel, Temmuz ayı içerisinde üç yıldız ve yukarısındaki otellerde doluluğun yüzde 90’lara genel doluluğun ise 60’lara ulaşacağını kaydetti.
Bakan Üstel, Temmuz ve Ağustos aylarında bütün Charter seferlerin şimdiden dolduğunu bazı destinasyonlarda ise haftada bir olan seferlerin 2 ve üçe çıkarılacağını söyledi.
Bir soru üzerine tanıtım bütçesinin yetersizliğine de dikkat çeken Üstel, “ İkinci büyük pazarımız olan İngiltere’de bile yeterli tanıtımı yapamıyoruz” dedi.
Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, Londra için bu yıl ayrılan tanıtım bütçesinin 150 bin Sterlin olduğunu açıkladı.
İngiltere pazarında ekonomik krizin de etkisiyle dünya genelinde yüzde 30 düşüş olduğuna dikkati çeken Üstel, Türkiye’nin kaybettiği payı yeniden kazanmak için 2 milyon Sterlinlik bir tanıtım bütçesi ayırdığına işaret etti.
Bakan Ünal Üstel, Londra’da tur operatörleri ile gerçekleştirdikleri toplantıda alınan kararları da açıkladı.
İngiltere pazarındaki kaybın bir nedeninin de hava ulaşımı olduğunu kaydeden Üstel, KTHY’nın kapanmasının ardından pazarda yeterli rekabet olmaması nedeniyle bilet fiyatlarının yüksek olduğunu, aynı zamanda direk uçuş yapılamamasının da maliyetleri arttırdığını anlattı.
İngiltere pazarında 2012 tanıtımlarının Kasım ayındaki Londra Fuarı’yla başlayacağını belirten Üstel, turizm gelirlerindeki artışa paralel olarak yeni yıl tanıtım bütçesinin de artacağını söyledi.
Üstel, otellerin kalite ve fiyat açısından rakiplerle rekabet edebilecek düzeyde olduğunu, hizmet kalitesinin de her geçen gün arttığını kaydetti.
Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Üstel, Rum yönetiminin tüm baskılarına rağmen Türkiye’nin katkılarıyla Azerbaycan, İran ve Polonya’daki charterlerin engellenmesinin önüne geçildiğinin altını çizdi.
Türkiye’de Kuzey Kıbrıs yılı nedeniyle yapılan tanıtımların Mayıs ayı itibarıyla yüzde 10 artışa sağladığını, ancak okulların kapanması ile bu oranın yükseleceğini belirten Üstel, Pazartesi günü İzmir, Ankara ve Gaziantep’te yeni bir tanıtım kampanyasının başlayacağını açıkladı.
Ünal Üstel çevre konusundaki soruları yanıtlarken, KKTC’nin çevre notunun çok da iyi olmadığını, ülkeden ayrılan turistlerin doldurduğu anketlerde de bunun öne çıktığını belirtirken, “Bunu düzeltmek ve gerekli çevre binicini yaratmak bizim görevimizdir. Önümüzdeki programlı bir şekilde konunun üzerine gideceğiz” dedi.
Yol kenarlarındaki hayvan ölüleri ile ilgili soruya karşılık ise Bakan Üstel, bunları kaldırmanın belediyelerin görevi olduğunu ancak bakanlık olarak kendilerinin de bir ekibi bulunduğunu ve ALO 123 hattına yapılan ihbarların değerlendirildiğini söyledi.
| | |
|
Dunya Haber:İNGİLİZ YİNE YAPTI YAPACAĞINI "KIBRIS TÜRKİYE'NİN AB'YE GİRİŞİNE ENGEL"
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 21:39 (UTC) | | İngiltere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Lordlar Kamarası'ndaki Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lord Howell, "Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB'ye katılımına ilişkin süreçte ilerlemesinde doğrudan bir engel teşkil ettiğini" iddia etti....
İngiltere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Lortlar Kamarası'ndaki Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lort Howell, "Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB'ye katılımına ilişkin süreçte ilerlemesinde doğrudan bir engel teşkil ettiğini" iddia etti.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Lortlar Kamarası'ndaki Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lort Howell, "Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB'ye katılımına ilişkin süreçte ilerlemesinde doğrudan bir engel teşkil ettiğini" iddia etti.
Rum Haravgi gazetesi; "Kıbrıs Sorunu Türkiye'nin Katılımına 'Engel'... Londra Türkiye'yi, Ankara Protokolü Konusunda Teşvik Ediyor" başlıklarıyla aktardığı haberinde, İngiltere Lortlar Kamarası üyelerinin sorularını yanıtlayan Howell, "İngiltere Hükümeti'nin, üyelik kriterlerine katı bir şekilde uyulması şartıyla Türkiye'nin AB'ye katılımını desteklediğini" aktardı.
"Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik tüm çabaları destekliyoruz ve Türkiye'yi, Ankara Protokolü'nü uygulaması konusunda teşvik ediyoruz" diyen Howell, "Türk Hükümeti'nin (AB'ye) katılım hedefine ulaşmaya ilişkin desteğimizi arzuluyor ve bu konuda çalışıyoruz" şekilde konuştu. Howell, Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB üyelik süreci açısından çok zor bir engel olduğunu savunarak, bu konuda ilerleme kaydedilir ve Türkiye, Kıbrıs Rum gemilerine limanlarını kullanmasına izin verirse Ankara'nın olumlu bir yöne doğru hareket emiş olacağını öne sürdü. Howell ayrıca, "İngiltere'nin, BM himayesinde yapılmakta olan ve adanın devam eden bölünmesine son verme hedefi taşıyan müzakereleri destekleme konusundaki bağlılığının da devam ettiğini" ifade etti.
Bu arada Lort Maginnis'in, "İngiltere Hükümeti; Bosnalı Sırpların eski Komutanı Rarko Mladiç'in tutuklanmasının ardından, 1963 - 1974 dönemlerinde Kıbrıs'ta işlenen benzer suçların sorumlularının adalet önüne çıkarılması için faaliyet üstlenilmesini destekleyecek mi?" şekildeki sorusuna yanıt veren Howell, İngiltere Hükümeti'nin bu çizgiyi takip etmeye niyeti olmadığından bahsetti.
| | |
|
Arastirma:90 KADAR TÜRK VE RUM GENÇLERİNİ UNDP BİRARAYA GETİRDİ
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 21:16 (UTC) | | Limasol ve Lefkoşa'daki birkaç genç bazı sorunlara neden olabilme ihtimalini göz önüne alarak Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların aynı okula devam etmeleri konusunda şerhler ortaya koymuşlardır...
Genç Kıbrıslılar çatışmalara ilişkin çoklu perspektifler sunan tarih dersleri ve iki toplum arasındaki ilişkiler için daha çok fırsat sağlanması çağrısında bulundular
Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumlarından 90’nın üzerinde genç bir dizi foruma katılarak Kıbrıs’ta gençliği ve onların geleceğini etkileyen konuları tartıştılar. 22 Ekim - 24 Kasın 2010 tarihleri arasında Limasol’da, Mağusa’da birer ve Lefkoşa’da iki olmak üzere dört forum düzenlenmiştir. Forumlara katılan gençlere ada genelinde 15-24 yaş arasındaki gençlerle -1600 kişilik Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum gençle anket yapılmıştır - gerçekleştirilen “Kıbrıs’ta Gençlik: Emeller, Yaşam tarzları ve Yetkilendirme” isimli geniş çaplı araştırmanın sonuçları sunulmuştur. Forumlara katılan gençler yine adada ikamet eden Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum gençlerin aile, eğitim, istihdam, sağlık, sosyo-politik katılım, ulusal kimlik, din ve birer barış yapıcı olarak Kıbrıs’ta oynayabilecekleri roller konusunda tutumların, algılamaların ve davranış biçimlerinin neler olduğunu öğrenmişler ve değerli bir anlayış kazanmışlardır. Araştırma sunumu ve projeyle ilgili olarak yapılan “Geleceğin Sesi” isimli belgesel kısa film gösterimi sonrasında gençlere ülkelerinin geleceği konusunda kendi düşüncelerini ifade etme olanağı veren açık-tartışmalar gerçekleştirilmiştir.
Hem Kıbrıslı Türk, hem de Kıbrıslı Rum gençler tarih derslerinin içeriğini eleştirmişlerdir. Bu öğrencilere 1960’lı ve 1970’li yıllarda yaşanan Kıbrıs tarihine ilişkin olarak her iki toplumun da bakış biçimini yansıtan çoklu bir perspektifin sunulması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bir Kıbrıslı Rum katılımcının belirttiği gibi: “biz bize neye inanmamız gerektiğinin öğretilmesini istemiyoruz. Biz bize kendi görüşlerimizi oluşturmak için bütün gerçekliklerin sunulmasını istiyoruz”. Gençler eğitim müfredatlarında çoklu bir perspektif yokluğunun onların bütünlüklü bir görüş oluşturmalarına engel olduğuna inanmaktadırlar. Bu ise onların konulara ilgisiz ve cahil kalmalarına sebep olmaktadır. Bir Kıbrıslı Rum gencin çarpıcı biçimde tarif ettiği gibi: “Biz sadece siyah ve beyaz olarak görüyor ve diğer renkleri görmemezlikten geliyoruz”.
Her iki toplumdan da gençler ülkelerinin geleceği konusundaki görüşlerinin yetişkinler ve özellikle de politikacılar ve öğretmenleri tarafından dikkate alınmadığına inanmaktadırlar. Bir Kıbrıslı Türk katılımcı “yetişkinler Kıbrıs sorunu konusunda bir tek kendilerinin kararlar alabileceğine düşünmektedirler. Fakat kendi fikirlerine ve önerilerine sahip olabilen gençlere de danışmalıdırlar” şeklinde konuşmuştur.
Katılımcılar bazı araştırma sonuçlarını sürpriz olarak algılamışlardır. Her iki toplumdan gençlerin 3’te 2’sinin ortak eğitim uzamlarının bulunmasının iki toplumu yakınlaştırma açısından yardımcı bir düzenleme olarak görmeleri bu sonuçlardan biriydi. Ancak Limasol ve Lefkoşa’daki birkaç genç bazı sorunlara neden olabilme ihtimalini göz önüne alarak Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların aynı okula devam etmeleri konusunda şerhler ortaya koymuşlardır. Bir başka Kıbrıslı Rum katılımcı ise şuna işaret etmiştir: “Genç insanların daha önce deneyimlemediği yeni şeyler hakkında olumlu bir tutuma sahip olması tuhaf. Ortak sınıfları paylaşmak getireceği olumlu ve olumsuz sonuçlarla büyük bir değişiklik”. Bazı kaygılara karşın gençler iki toplumu bir araya getirecek faaliyetleri destekliyorlar. Bir Kıbrıslı Türk katılımcıya göre “eğer bir birimizi tanıma şansına sahip olursak, bu hepimizin daha iyi bir konuma gelmesini sağlayacak”.
Mağusa’dan bir katılımcı şu sonuca varıyor: “araştırma sonuçlarını gerçekleştirmek ve bunları gerçek yaşamda uygulamaya geçirmek için bir yerden başlamak ve birlikte hareket etme ihtiyacımız var”. Konuya daha geniş bir açıdan bakan bir başka katılımcı (Lefkoşa) ise “biz hepimiz arkadaş ve komşu olmalıyız. Sadece ada genelinde değil, bütün dünyada”.
Forumlardan birinin sonuç bölümünde ise sosyolog ve Gençlik Proje koordinatörü Dr. Nicos Peristianis gençleri diğer toplumu keşfetmeye teşvik ederek “kendi görüşlerinizi ifade ederken diğer insanların görüşlerini dinlemeyi de hatırlayınız” demiştir.
Lefkoşa Üniversitesi ve KADEM tarafından yürütülen ve İşbirliği ve Güven için UNDP-Action tarafından finanse edilen Kıbrıs Gençlik Diyalog Projesi’nin bir parçası olan Gençlik Diyalog forumları Intercollege Limasol, Soma Akriton, HASDER ve Mağusa Belediyesi’nin destekleri ile organize edilmiştir. (UNDP BASIN BİLDİRİSİDİR | | |
|
Rum Basını:SEÇİME BİR KALA RUM TARAFINDAKİ SİYASET YİNE KARIŞTI
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 21:10 (UTC) | | Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın 2000 yılında Rum Radyo ve Televizyon Kurumu (RİK)'in bir programında, dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğine ilişkin açıklamalar yaptığı öne sürüldü...
Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın 2000 yılında Rum Radyo ve Televizyon Kurumu (RİK)’in bir programında, dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğine ilişkin açıklamalar yaptığı öne sürüldü.
Alithia gazetesi “Hristofyas 2000’de Dönüşümlü Başkanlığı Reddetti... RİK’in Programında Ne Dedi” başlıklarıyla manşetten verdiği haberinde; şimdi dönüşümlü başkanlığı savunan Hristofyas’ın 2000 yılında bunu reddettiğini belirtti.
Gazete Hrsitofyas’ın açıklamalarının yer aldığı bu videonun “Sigmalive”in internet sitesinde yayınlandığını yazdı.
Habere göre programda Hristofyas’a dönüşümlü başkanlığı kabul edip etmediği sorulduğunda, Hristofyas kabul etmediğini ifade etti.
Gazete Hristofyas’ın bu açıklamalarının, seçimlere az bir zaman kala dönüşümlü başkanlığı reddeden partilerce kullanılmasının beklendiğini belirtti.
DİKO ve EDEK tepkili
Habere göre, Hristofyas’ın 2000’de yaptığı açıklamaları yorumlayan DİKO Başkan Yardımcısı Nikolas Papadopulos, “Hristofyas ne zaman gerçeği söyledi?” diye sordu.
Papadopulos, “2000 yılında Hristofyas’ın reddettiği dönüşümlü başkanlığa ilişkin fikrin, 2011 yılında Hristofyas tarafından kendi önerisi olarak müzakereler masasına konması için o zamandan bugüne ne değişti?” diye konuştu.
Papadopulos ayrıca, Downer belgeleriyle ortaya çıkan BM’nin çalışmalarına göre, çözümden sonra çapraz oyla seçilecek başkanın her zaman AKEL’den olacağı için dönüşümlü başkanlığı desteklediği yorumunda bulundu.
EDEK Basın Sözcüsü Dimitris Papadakis de, bazı siyasilerin sözleri ve çalışmaları arasındaki çelişkiden bahsetti.
Papadakis, Hristofyas’ın, dönüşümlü başkanlık ve çapraz oyla ilgili önerilerini geri çekmesini, ayrıca konuyla ilgili bir referandum yapılmasını istedi.
| | |
|
Rum Basını:HRİSTOFYAS NATO'YU VETO ETTİ
Daw-Bay tarih 30.06.2011, 21:05 (UTC) | | Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas, Rum Meclisi'nin Güney Kıbrıs'ın NATO Barış İçin Ortaklık programına üyelik yönünde aldığı kararını veto etti...
Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas, Rum Meclisi'nin Güney Kıbrıs'ın NATO Barış İçin Ortaklık programına üyelik yönünde aldığı kararını veto etti.
Politis ve diğer gazeteler, Hristofyas'ın günlerdir beklenen hareketi dün yaptığını ve Rum Meclisi Demokratik Parti (DİKO) Başkanı Marios Karoyan'a gönderdiği mektupta meclisin Barış İçin Ortaklık'a katılım kararını veto ettiğini resmen bildirdiğini yazdı.
Politis'e göre, Hristofyas'ın veto kararını resmileştirmesinin ardından kararı destekleyen ve aralarında hükümet ortağı DİKO'nun da bulunduğu partilerin Rum Yüksek Mahkemesi'ne başvuruda bulunmalarının beklendiği belirtildi.
| | |
|
|
Bugün 18070 ziyaretçi (35578 klik) daha bizlerle birlikteydi
|
|
|